Şeherde ahbabını, Bafta eşeğini

Zamanın birinde Şeherde oturan ve zaman zaman mallarını satmak için Şeherden çıkıp Baf’a kadar eşeklerle köy köy dolaşan bir çerçi[1] varmış.

Günlerce eşek sırtında dolaşıp mallarını satar, Baf’a ulaştığında hem dinlenmek hem de hayvanlarının karnını doyurmak için Baftaki ahbabının evinde kalır, yer içer, birkaç gün sonra da tekrar şehere gitmek üzere Baftan ayrılırmış.

Her geldiğinde ahabına; “Şeherde bir işin varsa muhakkak beni falanca yerde bul” dermiş.

Baflının bir gün Şeherde işi çıkmış. Baftan eşek sırtında yola koyulmuş. Şehere vardığında akşam oluyormuş.

Ahbabının söylediği yere gitmiş. Onu bulmuş. Kahveye oturmuşlar. Şeherli kahve söylemiş. Kısa bir  hasbihalden[2] sonra Şeherli ahbabına “Sen otur biraz. Ben hanıma haber verip geleyim” demiş. Gidiş o gidiş. Ne gelen var ne giden. Hava da kararmaya başlamış yavaştan. Baflı kahve paralarını ödeyip Şeherdeki hanlardan birine gitmiş, orada gecelemiş.

Ertesi gün devlet dairesindeki işini bitirip Baf’a geri dönmüş.

Gel zaman, git zaman Şeherli çerçi malları yine eşeklere yüklemiş, köy köy dolaşarak Baf’a doğru yola çıkmış. Satacağını satmış, alacağını almış, ve yolu yine Baflı ahbabının evine düşmüş.

Yaz gelmiş, ekinler biçilmiş, hava sıcak. Evlerde yatmanın zaten imkanı yok. Herkes dışarıda.

“Be ahbabım” demiş Baflı. “Harman yerinde ekinleri yığdık. Kerevet de hazır. Bu aralar eşekler dadandı bizim harmana. Al sana tüfeği. Harman yeri hem serindir, hem de beklersin harmanı eşekler gelmesin. Geleni vur.” demiş

Şeherli zaten günlerin yorgunluğuyla yatacak yer bulmuş, bağlamışlar eşekleri, şeherli derin bir uykuya dalmış.

Baflı salıvermiş eşekleri gecenin bir vakti harman yerine. Eşeklerin gürültüsüyle uyanan şeherli gelen eşekleri vurmuş. Gelen giden olmayınca da tekrar yatıp uyumuş.

Sabah bir bakmış ki vurduğu eşekler kendi eşekleri. Başlamış feryada.

Feryatları duyan Baflı varmış harman yerine. Bir eşeklere bakmış, bir şeherliye bakmış;

“Be şeherli” demiş. “Sen nasıl bir adamsın ki Şeherde ahbabını, Bafta eşeğini tanımazsın”

[1] sırtında ya da bir el arabasında taşıdığı ya da bir hayvana yüklediği ufak tefek tuhafiye eşyasını, incik boncuğu köy köy, mahalle mahalle, pazar pazar dolaşarak satan gezici esnaf.

[2] Dostça hâlleşme, dertleşme; sohbet, yârenlik anlamlarına gelir.

Add comment

Previous post Arap ile Halayık
image/svg+xml

Menu

Follow me